Ameliyatsız Bel Fıtığı Tedavisi Nedir: Bıçak Altına Yatmadan İyileşmek Mümkün Mü?
Ameliyatsız Bel Fıtığı Tedavisi Nedir: Bıçak Altına Yatmadan İyileşmek Mümkün Mü?
Belinde fıtık olduğunu duyan çoğu hastanın aklına gelen ilk senaryo ameliyat masasıdır. Oysa tıp dünyasındaki veriler bunun tam tersini söylemekte. Bel fıtığı teşhisi alan hastaların çok büyük bir kısmı, yaklaşık yüzde doksan ila doksan beşi, cerrahi müdahaleye gerek kalmadan sağlığına kavuşabilir, bu gerçeği hatırlatmakta fayda var.
Doç. Dr. Mehmet Sorar, bel fıtığı tedavisinde cerrahiyi ilk değil, her zaman son çare olarak görmekte.
Vücudumuzun muazzam bir kendini onarma kapasitesi vardır. Doğru yönlendirme, sabırlı bir tedavi süreci ve yaşam tarzında yapılacak stratejik değişikliklerle, fıtığın yarattığı problemleri azaltmak ve fıtığı geriletmek mümkündür. Bu metine, ameliyat korkusu yaşayan hastalar için cerrahi dışı tedavi seçeneklerini, bunların nasıl etki ettiğini ve sürecin nasıl işlediğini tüm şeffaflığıyla sizlere sunmaktayız, gönlünüz rahat olsun.
Vücudun Kendi Mucizesi: Fıtık Kendiliğinden Küçülür mü?
Öncelikle fıtığın ne olduğunu hatırlatalım. Fıtık omurgalarımız arasında yastık görevi gören disklerin içindeki jöle kıvamındaki sıvının, dışarıdaki sert kılıfı yırtarak dışarı taşması ve sinire baskı yapmasıdır. Peki, bu taşan parça hep orada mı kalır? Elbette hayır.
Vücudumuzun bağışıklık sistemi, diskin dışarı taşan bu parçasını yabancı madde olarak algılar. Makrofaj adını verdiğimiz temizleyici hücreler bölgeye hücum eder ve o taşan fıtık parçasını zamanla yiyerek küçültür, fıtık dokusu da aylar içinde hacim kaybederek sinir üzerindeki baskıyı azaltabilir. Bu sürece rezorpsiyon denir. Ameliyatsız tedavilerin amacı, vücut bu doğal temizliği yaparken hastanın ağrısını dindirmek, kaslarını güçlendirmek ve süreci hızlandırmaktır. Yani aslında iyileşmeyi sağlayan doktor değil, vücudun kendisidir, doktor sadece bu süreci yöneten yardımcı güçtür.
İlk Aşama: İlaç Tedavisi ve İstirahat
Ağrı başladığında yapılan ilk müdahale yangını söndürmektir: Fıtığın sinire baskı yaptığı bölgede ciddi bir ödem ve inflamasyon yani yangı oluşur. Ağrının asıl sebebi çoğu zaman fıtığın kendisinden ziyade bu ödemdir.
İlaçlar: Doktorunuzun reçete edeceği anti inflamatuar ilaçlar, ağrı kesiciler ve kas gevşeticiler, o bölgedeki kimyasal yangını söndürmek içindir. Bu ilaçları sadece ağrı odukça alınma mantığıyla değil, doktorun önerdiği süre boyunca düzenli kullanmak gerekir ki ödem tamamen dağılsın. En mühim noktalardan biri budur.
İstirahat: Eskiden bel fıtığı hastalarına haftalarca yatak istirahati verilirdi. Bugün biliyoruz ki uzun süreli yatış kasları eritiyor ve iyileşmeyi geciktiriyor. Artık sadece ağrının çok şiddetli olduğu ilk 2-3 gün yatak istirahati, sonrasında ise kontrollü hareket öneriliyor. Unutmayın ki hareketsizlik belin en büyük düşmanıdır.
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyonun Gücü
Akut ağrılı dönem ilaçla geçiştirildikten sonra sırada fizik tedavi vardır. Amaç sadece anlık rahatlama değil, omurgayı taşıyan kasları güçlendirerek doğal bir korse inşa etmektir en yalın anlatımla.
Fizik tedavide kullanılan sıcak uygulamalar, ultrason, elektrik simülasyonları (TENS) ve lazer tedavileri, kan dolaşımını artırarak doku iyileşmesini hızlandırır.
Ancak asıl tedavi edici kısım egzersizdir. Fizyoterapist eşliğinde yapılan germe ve güçlendirme hareketleri, karın ve sırt kaslarını kuvvetlendirir. Güçlü kaslar, omurgaya binen yükü paylaşır ve disklerin üzerindeki baskıyı azaltır. Düzenli yapılan klinik pilates veya yüzme gibi aktiviteler, ameliyatsız tedavinin en güçlü silahlarıdır. Unutmayın, kaslarınız ne kadar güçlüyse, fıtığınızın nüks etme ihtimali o kadar azdır, doğru orantılılar birbirlerine.
Nokta Atışı Enjeksiyonlar
İlaç kullandınız, fizik tedaviye gittiniz ama ağrınız hala yaşam kalitenizi düşürecek seviyede devam ediyor. Ancak bacağınızda kuvvet kaybı gibi acil ameliyat gerektiren bir durum da yok. İşte bu ara bölge hastaları için Algoloji (Ağrı Bilimi) yöntemleri devreye girer.
Transforaminal Epidural Enjeksiyon (Nokta Atışı)
Halk arasında nokta atışı iğne veya belden iğne olarak bilinen bu yöntem, ameliyathane şartlarında ve görüntüleme cihazı (skopi) eşliğinde yapılır. Hasta uyanıktır.
Doktor, fıtığın sinire baskı yaptığı milimetrik noktayı görüntüleyerek oraya özel bir iğne ile ulaşır. Bu noktaya güçlü ödem çözücü ve lokal anestezik ilaç karışımı enjekte edilir.
Bu işlem bir ameliyat değildir, yaklaşık 15-20 dakika sürer ve hasta aynı gün evine döner. Amaç, fıtığın olduğu bölgedeki ödemi ve yapışıklıkları kimyasal olarak çözmektir. Birçok hasta bu işlemden sonra aylar, hatta yıllar süren bir rahatlama yaşar. Bu süre zarfında vücut fıtığı küçültmeye devam eder.
Radyofrekans ve Lazer Uygulamaları
Bazı uygun hastalarda, fıtığın içine veya ağrıyı taşıyan sinir uçlarına radyofrekans dalgaları veya lazer uygulanarak ağrı duyusu köreltilebilir veya disk içi basınç düşürülebilir. Bu yöntemlerin kime uygulanacağına MR görüntüsüne ve muayeneye göre karar verilir.
Unutmayın ki İyileşmenin Anahtarı Sizde
Ameliyatsız tedavinin başarısı yüzde elli doktora, yüzde elli hastaya bağlıdır. Dünyanın en iyi fizik tedavisini de alsanız, eve gidip yanlış koltukta oturursanız veya ağır kaldırırsanız iyileşemezsiniz.
- Kilo Kontrolü: Bel omurlarımız vücut ağırlığımızı taşır. Fazla her bir kilo, disklere binen yükü katlayarak artırır. Kilo vermek, bel fıtığı tedavisinin en etkili ilacıdır.
- Sigara Kullanımı: Sigara, disklerin beslenmesini sağlayan kılcal damarları tıkar ve diskin suyunun çekilmesine, kurumasına neden olur. Sigara içenlerde fıtık iyileşmesi çok daha yavaştır.
- Ergonomi: Gün boyu masa başında çalışıyorsanız, bel destekli bir sandalye kullanmak, ekranı göz hizasına almak ve her saat başı kalkıp kısa yürüyüşler yapmak zorundasınız.
Ne Zaman Ameliyat Şart? Kırmızı Çizgiler Neler?
Ameliyatsız tedaviyi savunuyoruz fakat tıbbın kırmızı çizgileri vardır. Aşağıdaki durumlar gelişirse, ameliyatsız tedavide ısrar etmek kalıcı felç riskini göze almak demektir ve bu durumda cerrahi kaçınılmazdır:
- Düşük Ayak: Ayak bileğinizi yukarı çekemiyorsanız, yürürken ayağınız takılıyorsa.
- Kauda Ekuina Sendromu: İdrarını veya büyük abdestini tutamama, kaçırma durumu.
- İlerleyici Nörolojik Kayıp: Bacakta giderek artan incelme ve his kaybı.
- Dayanılmaz Ağrılar: Tüm tedavilere rağmen haftalarca süren, morfin türevi ilaçlara bile yanıt vermeyen, hastayı uyutmayan ağrılar.
- Bu durumlar haricindeki fıtıkların çok büyük kısmı sabır ve doğru tedavi ile küçülür, sessizleşir ve ameliyatsız iyileşir.
Sıkça Sorulan Sorular SSS
Soru: Bel çektirme fıtığa iyi gelir mi?
Cevap: Fizyoterapist eşliğinde yapılan traksiyon (çekme) işlemi faydalı olabilir. Ancak uzman olmayan şahıslar tarafından bilimden uzak bir biçimde yapılan bel çektirme işlemleri fıtığı koparabilir ve hastayı felç riskine kadar götürebilir. Kesinlikle doktora danışmadan yapılmamalıdır.
Soru: Sert yatakta yatmak gerekir mi?
Cevap: Çok sert yatak, tahta üzeri gibi veya çok yumuşak yatak içe gömülelerden önerilmez. Vücudun kıvrımlarını destekleyen, orta sertlikte ortopedik yataklar bel sağlığı için en idealidir.
Soru: Korse takmak kasları zayıflatır mı?
Cevap: Evet, uzun süreli çelik balenli korse kullanımı kasları tembelleştirir. Korse sadece akut ağrılı dönemde (ilk 3-5 gün) veya ağır iş yaparken takılmalı, sonrasında çıkarılmalıdır.
Soru: Patlamış fıtık ameliyatsız geçer mi?
Cevap: İlginç bir şekilde, patlamış (sekestre) olarak tabir edilen, yani parçası kopup kanala düşmüş fıtıkların, vücut tarafından emilerek yok edilme ihtimali daha yüksektir. Parça kan dolaşımıyla daha çok temas ettiği için bağışıklık sistemi onu daha hızlı temizler. Eğer felç durumu yoksa, patlamış fıtık da ameliyatsız takip edilebilir.
Doç. Dr. Mehmet Sorar: Ameliyatsız Tedavileri Mümkün Kılan Cerrah
Bir beyin ve sinir cerrahından beklentiniz genellikle sizi hemen ameliyat edip sorunu çözmesi olabilir. Ancak Doç. Dr. Mehmet Sorar’ın felsefesi biraz farklı.
Kendisi, en iyi cerrahi, yapılmayan cerrahidir düsturunu benimsemekte. Bir gün kapısından içeri girdiğinizde, elinizdeki MR görüntülerinde kocaman bir fıtık olsa bile, önce size ve şikayetlerinize bakar. Eğer ayağınızda kuvvet kaybı yoksa, idrar kaçırmıyorsanız, sizi o ameliyat masasına yatırmamak için elindeki tüm tıbbi imkanları seferber eder.
Hastalarına karşı dürüstlüğü ve şeffaflığıyla tanınan Dr. Sorar, ticari kaygılardan uzak, tamamen hasta odaklı bir yol izlemekte. Sizi gereksiz yere korkutmaz ya da ameliyat olmanız adına baskıcı cümleler kurmaz. Aksine, size vücudunuzun iyileşme potansiyelini anlatır, zaman tanır ve süreci profesyönellikle yönetir.
Eğer bıçak kemiğe dayanır ve ameliyat şart olursa da, o zaman mikrocerrahi konusundaki üstün tecrübesiyle en güvenli sığınağınız yine Dr.Sorar olacaktır. Fakat bilmelisiniz ki, Mehmet Hoca size ameliyat diyorsa, gerçekten başka yol kalmamış demektir.
Geçmiş olsun.