Ameliyatsız Boyun Fıtığı Tedavisi Nedir? Gerçekten Mümkün Mü?
Ameliyatsız Boyun Fıtığı Tedavisi Nedir? Gerçekten Mümkün Mü?
Günümüzün teknoloji çağı hastalığı olan boyun fıtığı, artık sadece yaşlıların değil, gün boyu ekrana bakan gençlerin de kabusu. Doktora gittiniz, MR çekildi ve boynunuzda fıtık olduğu söylendi. Paniklediniz mi? Şimdi ne olacağı hakkında endişeler, ya felç olursam, hemen ameliyat olmalı mıyım gibi panikler etrafınızı sardı mı? Endişelenmeyin. Derin bir nefes alın. Tıbbi istatistikler ve Doç. Dr. Mehmet Sorar’ın klinik tecrübeleri çok net bir gerçeği işaret etmekte sizlere:
Boyun fıtığı teşhisi alan hastaların çok büyük bir çoğunluğu, yaklaşık yüzde doksan beşi, ameliyata gerek kalmadan iyileşebiliyor! Boyun bölgesi anatomik olarak çok hassas olsa da, vücudun iyileşme potansiyeli bu bölgede şaşırtıcı derecede yüksektir. Bu bilgilendirme metninde ameliyat korkusu yaşayan hastalar için cerrahi dışı tedavi yollarını, fıtığın nasıl küçülebileceğini ve boyun sağlığınızı geri kazanmanın bilimsel yollarını anlatıyor olacağız!
Boyun Fıtığı Kendiliğinden Geçer mi?
Hastaların en çok şaşırdığı gerçek budur, fıtık kendiliğinden küçülebilir ve hatta kaybolabilir. Hatta literatürde, boyun fıtıklarının bel fıtıklarına göre kendiliğinden iyileşme (rezorpsiyon) oranının daha yüksek olduğu bilinmektedir.
Mekanizma şöyle işlemekte: İki omur arasındaki diskten dışarı taşan parça, vücut için yabancı olarak algılanan bir maddedir. Bağışıklık sistemi bu yabancı maddeyi fark eder ve makrofaj adı verilen temizleyici hücreleri bölgeye gönderir. Bu hücreler, taşan fıtık parçasını bir nevi sindirir ve zamanla sindire sindire en sonunda küçültür. Bu süreçte fıtığın içindeki su emilir, fıtık kurur ve sinir üzerindeki baskı azalır. Aslında ameliyatsız tedavi dediğimiz süreç doktorun yaptığı bir sihir değil, vücudun bu doğal temizlik sürecini yönetmek, hastanın ağrısını dindirmek ve o sırada sinirde kalıcı hasar oluşmasını engellemektir.
İlk Adım: İlaç Tedavisi ve Kısa Süreli Dinlenme
Boyun fıtığında ağrı genellikle fıtığın sinire mekanik baskısından çok, o bölgede oluşan kimyasal yangıdan, inflamasyon, ödemden kaynaklanır. Sinir kökü şişerek en ufak harekette şiddetli ağrı sinyali gönderir.
İlaç Yönetimi: Doktorunuzun vereceği anti inflamatuar ilaçlar, kas gevşeticiler ve sinir ucu iyileştiriciler (nöropatik ağrı ilaçları), bu yangını söndürmek içindir. Ağrı kesicileri bilinçsizce kullanmak yanlıştır çünkü amaç sadece ağrıyı kesmek değil, oradaki ödemi tedavi etmektir.
Boyunluk Kullanımı: Geçmiş zamanlarda hastalara çok uzun süre boyunluk verilirdi. Ancak güncel tıp, uzun süreli boyunluk kullanımının boyun kaslarını tembelleştirdiğini ve zayıflattığını söylemekte. Bu yüzden sadece ağrının çok şiddetli olduğu ilk 3-5 gün, yumuşak boyunluk kullanımı önerilir. Amaç boynu sabitleyerek ödemin dağılmasına fırsat vermektir. Sonrasında boyunluk çıkarılmalı ve kontrollü harekete geçilmelidir.
Fizik Tedavi: Boynun Doğal Korsesi
Akut ağrılı dönem geçtikten sonra tedavinin temel taşı, fizik tedavidir. Boyun omurlarımız kafatasımızı taşır ve boyun kasları ne kadar zayıfsa, disklere binen yük o kadar artar. Fizik tedavide uygulanan sıcak-soğuk tedaviler, elektrik stimülasyonları (TENS), ultrason ve traksiyon (çekme) yöntemleri kan dolaşımını artırarak iyileşmeyi hızlandırır. Ancak asıl kalıcı çözüm egzersizdir!
Fizyoterapist eşliğinde yapılan izometrik boyun egzersizleri ve duruş çalışmaları, boyun kaslarını güçlendirir. Özellikle chin tuck gibi egzersizler, başın öne doğru kaymasını (ki cep telefonu kullanımında hep böyledir) engelleyerek omurganın doğal kıvrımını korur. Güçlenen kaslar, omurgaya binen yükü paylaşır ve fıtığın tekrar etmesini engeller.
Girişimsel Yöntemler: Nokta Atışı Enjeksiyonlar
İlaç ve fizik tedaviye rağmen kolunuzdaki uyuşma geçmedi mi? Ağrı hala canınızı mı yakıyor? Ancak ameliyatlık bir durumunuz ve ciddi güç kaybı da yok. İşte bu noktada Algoloji (Ağrı Tedavisi) yöntemleri devreye girer.
Servikal Epidural Enjeksiyon
Halk arasında nokta atışı olarak bilinen bu işlem, ameliyathane şartlarında ve skopi (röntgen) cihazı altında yapılır. Hasta uyanıktır, sadece iğne giriş yeri uyuşturulur. Doktor, boyun fıtığının sinire baskı yaptığı o milimetrik aralığa özel bir iğne ile girer. Oraya güçlü ödem çözücü (genellikle kortizon) ve lokal anestezik karışımı enjekte edilir. Bu işlem, ağızdan alınan yüzlerce hapın yapamadığı etkiyi, ilacı doğrudan sorunun kaynağına vererek yapar.
Ödem hızla dağılır, yapışıklıklar çözülür ve sinir rahatlar. İşlem 15 dakika sürer, hasta bir saat sonra yürüyerek evine gider. Bu tedavi, birçok hastayı ameliyatın kıyısından döndüren en etkili yöntemlerden biridir.Düşünüldüğünden çok daha basittir.
Sinir Blokajları
Boyun fıtığı bazen sadece kolda değil, kürek kemiğinde ve ensede inatçı ağrılar yapar. Bu ağrıları taşıyan sinir uçlarına yapılan radyofrekans uygulamaları veya blokajlar, ağrı iletimini keserek hastaya konforlu bir iyileşme süreci sunar.
Yaşam Tarzı ve Ergonomi: Boynunuza İhanet Etmeyin
Ameliyatsız tedavinin başarısı, hastanın yaşam tarzını değiştirmesine bağlıdır, birbirlerine doğru orantılılardır.
Yastık Seçimi: Hayatımızın üçte biri uykuda geçer. Çok yüksek veya çok alçak yastık boyun düşmanıdır. Boyun boşluğunu tam dolduran, omurgayı düz bir hatta tutan visco veya ortopedik yastıklar tercih edilmelidir.
Teknoloji Kullanımı: Cep telefonuna bakarken başımızı 60 derece öne eğmek, boyuna en az 27 kg yük bindirmek demektir. Telefonu göz hizasına kaldırmak, bilgisayar ekranını yükseltmek basit ama hayati önlemlerdir.
Masa Başı Çalışma: Ofis çalışanları her 45 dakikada bir mola vermeli, basit boyun germe hareketleri yapmalıdır.
Hangi Durumda Ameliyat Kaçınılmaz?
Ameliyatsız tedavi her zaman önceliktir ama bir sınırı vardır. Boyun fıtığı, bel fıtığından daha tehlikeli olabilir çünkü boyun bölgesinden sadece sinir kökleri değil, omurilik (Spinal Kord) geçer. Omuriliğe baskı olması acil bir durumdur.
Şu belirtiler varsa ameliyatsız tedavi denenmez, doğrudan cerrahi gerekir:
- Elde Ciddi Güç Kaybı: Bardağı tutamama, kalemle yazı yazamama, düğme ilikleyememe.
- Yürüme Bozukluğu: Sanki sarhoşluk gibi dengesiz yürüme (Omurilik baskısı belirtisidir).
- İdrar-Dışkı Kaçırma: Çok ileri evre bası bulgusudur.
- Kola Yayılan Dayanılmaz Ağrı: Morfin türevi ilaçlara rağmen geçmeyen, hastayı uyutmayan ağrılar.
- Kas Erimesi: Kolda veya elde gözle görülür incelme.
Bu acil durumlar yoksa, fıtığınız ne kadar büyük görünürse görünsün, ameliyatsız tedavi şansını hak eder.
Sıkça Sorulan Sorular SSS
Soru: Masaj yaptırmak fıtığa iyi gelir mi?
Cevap: Profesyonel medikal masaj, kas spazmını çözerek rahatlama sağlayabilir. Ancak ehil olmayan kişilerce yapılan sert masajlar veya boyun kütletme hareketleri, fıtığı daha da yırtabilir veya felce neden olabilir. Asla risk alınmamalıdır!
Soru: Ozon tedavisi boyun fıtığında etkili mi?
Cevap: Ozon enjeksiyonları diskin hacmini küçültmek ve oksijenlenmeyi artırmak için kullanılabilir. Uygun hastalarda destekleyici bir tedavi olarak başarı oranı vardır.
Soru: Yüzmek boyun fıtığına iyi gelir mi?
Cevap: Evet, özellikle sırtüstü yüzmek boyun kaslarını zorlamadan güçlendiren en iyi spordur. Ancak başın sürekli suyun dışında tutulduğu (boynun geriye zorlandığı) kurbağalama stili önerilmez.
Soru: Fıtık tamamen yok olur mu?
Cevap: MR görüntüsünde fıtığın tamamen kaybolması mümkündür ama şart değildir. Fıtık biraz küçülüp, su kaybedip kuruduğunda yani kalsifiye olduğunda artık sinire baskı yapmaz ve ağrı biter. Önemli olan MR görüntüsü değil, hastanın şikayetinin geçmesidir.
Doç. Dr. Mehmet Sorar: Bıçağı En Sona Saklayan Cerrah
Boyun, insan vücudunun en narin ve hayati yerlerinden biridir. Beyne giden damarlar, vücudu yöneten omurilik, nefes borusu, tüm hepsi bu dar ve naif alandadır. Böyle bir bölge söz konusu olduğunda, hastaların ameliyat korkusu yaşaması oldukça doğal ve insani bir hissiyattır, aynı zamanda beklenen bir reflekstir de.
Doç. Dr. Mehmet Sorar, hastasının gözündeki bu haklı endişeleri ve refleksleri çok iyi okuyan bir hekimdir. Onun polikliniğine elinde boyun MR'ı ve kafasında ameliyat korkusuyla giren sayısız hasta, içeriden büyük bir rahatlamayla çıkmakta.
Dr. Sorar’ın felsefesinde, insan vücudunun muazzam iyileşme gücüne duyulan saygı vardır. MR görüntüsündeki fıtığın boyutuna değil, hastanın elini ne kadar sıkabildiğine, kolunu ne kadar kaldırabildiğine bakar. Eğer sinirlerde kalıcı bir hasar riski görmüyorsa, hastasına ameliyatsız seçenekleri tek tek, anlayacakları dilde anlatır ve süreci bizzat takip etmektedir.
Daha detaylı bilgi ve kafanızdaki tüm soru işaretleri için drsorar.com’a bir tıkla ulaşın. Sağlık, beklemeye gelmez, gelmemelidir de.