Esansiyel Tremor Nedir? Belirtileri ve Tedavisi
Esansiyel Tremor Nedir?
Nörolojik hareket bozuklukları arasında dünyada en sık görülen tablo olan Esansiyel Tremor genellikle ellerde, bazen başta ve hatta seste ortaya çıkan istemsiz salınımlarla karakterizedir.
Doç. Dr. Mehmet Sorar, bu hastalığı sadece nörolojik bir sistemsel bozukluk olarak görmekle kalmayarak hastanın sosyal kimliğini zedeleyen, yaşam kalitesini ve özgürlüğünü ellerinden alan bir durum olarak ele almakta. Bu kapsamlı rehberde, titremenin anatomisini, Parkinson ile olan ince çizgisini ve tanı sürecini, tıbbi terimlere hapsolmadan incelemekteyiz.
Esansiyel Tremorun Anatomisi: Neden Titriyoruz?
Beynimiz, kaslarımıza hareket et emrini verdiğinde, bu emir normal şartlarda mükemmel bir senkronizasyonla iletiliyor olur. Vücudumuzu bir orkestra gibi düşünelim, bu orkestrada orkestranın şefi gibi çalışan beyincik (cerebellum) ve talamus arasındaki hassas iletişim ağında yani beyin devrelerinde meydana gelen elektriksel bir kısa devr bu senkronizasyonu bozmaktadır. Sonuç ise istemsiz ve durdurulamaz bir salınım olan Tremor’dur.
Esansiyel tremorun en belirgin ve hastayı en çok yoran özelliği hareket halindeyken (kinetik tremor) ortaya çıkmasıdır. Yani elleriniz kucağınızda dururken, hiçbir şey yapmazken sakinsinizdir, fakat, örneğin çatalı tuttuğunuzda karmaşa başlar.
Bu durum, hastayı en savunmasız olduğu anlarda, yani bir şeyler yapmaya, üretmeye, yaşamaya çalışırken vurur. Genetik geçişin %50 oranında etkili olduğu bilinmektedir yani bu titreme, bazen aileden, baba veya anneden kalan istenmeyen bir mirastır. Ancak ailesinde hiç olmayanlarda da (sporadik) görülebilir.
Titremenin Görünmeyen Yüzü
Günlük hayatta üzerine hiç düşünmediğimiz basit eylemler, örneğin bir fincan kahveyi dökmeden içmek, gömlek düğmelemek ya da imza atabilmek... Sağlıklı biri için refleks olan bu hareketler, Esansiyel Tremor hastası için her gün tekrar eden bir sınav gibidir. Tıbbi literatürde hastalığın adı iyi huylu titreme olarak geçse de, hastanın yaşadığı sosyal çekilme, toplum içinde yemek yemekten kaçınma ve sürekli gözler üzerindeymiş hissi, bu durumun hasta özelinde hiç de iyi huylu yaşanmadığını gösteriyor. Böylelikle Esansiyel tremor, hastayı yavaş yavaş kabuğuna çekilmeye, insan içine çıkmaktan korkmaya, sosyal ortamlardan kaçmaya iter. Dr. Mehmet Sorar’ın tedavi yaklaşımındaki temel motivasyon, sadece titreyen elleri durdurmak değil, hastayı hapsolduğu o sosyal kabuktan çıkarıp hayata geri vermektir aslında!
Parkinson mu, Esansiyel Tremor mu?
Nöroloji ve Beyin Cerrahisi polikliniklerine başvuran hastaların gözlerindeki en büyük korku parkinsondur genellikle. İki hastalık da titreme ile kendini gösterse de, aslında kökenleri, seyirleri ve tedavileriyle birbirine zıt karakterde iki farklı hastalıktır. Bu ayrımı doğru yapmak, tedavinin kaderini belirleyen en kritik noktadır.
1. Titremenin Zamanlaması
Parkinson: Titreme genellikle sinsi bir şekilde istirahat halinde başlar. Hasta koltukta otururken, elleri kucağındayken parmaklarında para sayar gibi karakteristik bir titreme görülür. Hasta hareket edince, mesela elini kaldırınca titreme azalır veya durur.
Esansiyel Tremor: Tam tersidir. Dinlenirken eller sakindir. Ancak hasta bardağı tuttuğunda, kaşığı ağzına götürürken, anahtarı deliğe sokmaya çalışırken titreme şiddetlenir. Hedefe yaklaştıkça artan bir kaostur.
2. Eşlik Eden Bulgular
Parkinson: Sadece titreme değildir ve hareketlerde genel bir yavaşlama, yüz mimiklerinde donukluk, öne eğik yürüme, adımlarda küçülme ve kaslarda dişli çark sertliği eşlik eder. İlerleyici ve yıkıcı bir süreçtir çoğu hasta için.
Esansiyel Tremor: Genellikle monosemptomatiktir, yani tek belirtisi titremedir. Yürüme, denge veya hafıza gibi bilişsel fonksiyonlar genellikle korunur. Hasta yavaşlamaz, sadece koordine olamaz.
3. Alkol Yanıtı: İlginç Bir Bulgu
Hastalarımızın sıkça dile getirdiği ayırt edici bir detaydır: Esansiyel tremor hastaları az miktarda alkol aldıklarında titremelerinin belirgin şekilde azaldığını, ellerinin rahatladığını fark ederler. Parkinson titremesi ise alkole bu kadar net ve dramatik bir yanıt vermez. Elbette bu bir tedavi yöntemi olarak önerilmez, ancak tanısal süreçte hekime yol gösteren bir ipucudur.
Tanı Süreci
Esansiyel tremorun tanısını koyduran tek bir temel kan tahlili veya MR görüntüsü yoktur. Tanı, tamamen tecrübeli bir hekimin klinik gözlemi ve diğer ihtimallerin elenmesi (yani dışlama tanısı) ile konulur.
Nörolojik Muayene ve Öykü
Dr. Mehmet Sorar, hastanın öyküsünü dinlerken titremenin ne zaman başladığına, hangi durumlarda arttığına (stres, kafein, yorgunluk, açlık mı) ve aile hikayesine odaklanır. Muayenede hastadan ellerini öne uzatması, işaret parmağıyla burnuna dokunması, iki elini birbirine yaklaştırması ve en önemlisi bir kağıda spiral çizmesi istenir. Esansiyel tremor hastalarının çizdiği spiral, düzensiz, köşeli ve tırtıklı olurken Parkinson hastaları genellikle spirali çok küçük ve silik çizerler.
Görüntüleme Neden Yapılır?
Beyin MR'ı genellikle tamamen normal çıkar. Ancak MR çekilmesinin sebebi tremorun kendisini görmek değil titremeye neden olabilecek tümör, MS (Multipl Skleroz) plakları veya inme gibi diğer yapısal bozuklukları elemektir.
Ayrıca tiroid fonksiyon bozuklukları (mesela zehirli guatr), B12 vitamini eksikliği veya bazı psikiyatrik ilaçların yan etkileri de titreme yapabileceğinden, kan tahlilleri ile bu ihtimaller masadan kaldırılır.
Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
Soru: Esansiyel tremor zamanla daha kötüye gider mi?
Cevap: Evet, esansiyel tremor genellikle yavaş ilerleyen progresif bir hastalıktır. Başlangıçta hafif olan titreme, yıllar içinde şiddetlenebilir ve diğer ele, başa veya sese yayılabilir. Ancak bu ilerleme Parkinson kadar hızlı veya yıkıcı değildir yaşam süresini kısaltmaz.
Soru: Stres titremeyi tetikler mi?
Cevap: Kesinlikle. Stres, heyecan, öfke, yorgunluk, aşırı kafein tüketimi ve kan şekeri düşüklüğü titremeyi anlık olarak çok artırır. Zaten hastalar en çok heyecanlanınca ellerim kontrolden çıkıyor şikayetiyle gelirler.
Soru: Bu hastalık çocuklarda görülür mü?
Cevap: Genellikle 40 yaş üstü bireylerde görülse de, genetik geçişli vakalarda ergenlik döneminde veya genç erişkinlikte de başlayabilir. Her yaş grubunu etkileyebilir ancak yaşla birlikte görülme sıklığı artar.
Soru: İlaç tedavisi hastalığı tamamen geçirir mi?
Cevap: Ne yazık ki hayır. İlaçlar hastalığı yok etmez, sadece semptomları baskılar. İlacı bıraktığınızda titreme geri döner. Ayrıca zamanla vücut ilaca alışabilir ve etkisi azalabilir.
Neden Dr. Mehmet Sorar?
Bazen hastalığın kendisinden daha yorucu olan şey, o hastalığın getirdiği belirsizliktir. Bu karmaşık belirsizlik sürecinde karşınızda sadece teknik terimler sıralayan bir doktordan ziyade aslında sizi gerçekten duyan, gözlerinizin içine bakıp endişenizi hisseden bir insan görmek istersiniz. Doç. Dr. Mehmet Sorar kliniği kapısından içeri girdiğiniz an artık hikayesi, korkuları ve umutları olan bir birey olarak karşılanırsınız. Bu bile süreç için harika bir adımdır.
Sorar’ın yaklaşımında, akademik kariyerinin getirdiği o üst düzey tıbbi donanım ile insani sıcaklık harmanlanmıştır, esansiyel tremorun yarattığı o sosyal çekingenliği, mahcubiyeti çok iyi bildiği için, süreç boyunca size sadece tıbbi bir tedavi değil, psikolojik bir güven çemberi de sunar Dr. Sorar. Doğru teşhis, sadece bir tıp başarısı değil, sizin içinizdeki umutsuz kaosun dinmesi için atılan ilk ve en sağlam adımdır. Gelin, o adımı atarken elinizi hiç bırakmayalım. Yalnız değilsiniz.